Sonunda festival bitti. Gidişimizi bir önceki yazımızda duyurmanın ardına 17 kişi ben gelicem diyerek geçtiğimiz çarşamba biletlerimizi hep beraber almıştık Haydarpaşa’dan. Yola çıkmadan önce de cuma akşamı gelebilenler İbrahim’in evine gelerek barbekü keyfinin tadını çıkardı. Yolculuk öncesi karınlarını iyi doyurdu.
Geçtiğimiz yaz bütün buluşmalarda bizimle olan ama sonra kendisini yurt dışına üzülerek uğurladığımız Ekrem arkadaşımız’da yanımızdaydı. Elimizden geldiğince duygusal davranmamıza ve baskı oluşturmamıza rağmen kendisini ikna edebilmiş olsak ta son dakikada, kendisini festival alanında göremedik. Bir kez daha üzüldük. Ekrem adına kısmet, kendisinin bir sonraki gelişine ve bu gelişinde olma ihtimali olan diğer festivallere diyoruz artık.
İbrahim’in evinde barbekü partisinin ardına 6 kişi Haydarpaşa yolunu tutarken geri kalanlarımız ile parça parça Haydarpaşa garında buluştuk. Trenin kalkmasına yaklaşık bir saat varken oyuncaklarımızı çıkarıp oynamadan duramadık. Bir yandan Poi’lerimizi çevirip, bir yandan da diabolo ve toplarımızı atıp tutarken garın içinde, gelen-geçen herkesin ilgi odağı haline geldik. Hem eğlendik hem de eğlendirdik. Garın içinde aldığımız hızımızı durduramadığımızdan olsa gerek, tren yolculuğumuz başladığında da enerjimiz tükenene kadar bulunduğumuz vagon da oynama devam ettik vagon alanın müsaade ettiği kadar.
8 saatlik yolculuğun ardına Ankara tren garında bizi karşılayan Alphan arkadaşımıza eşyalarımızın bir kısmın teslim ettik ve aynı trende yolculuk yaptığımız ancak indiğimizde karşılaştığımız Zeynep ve Irmak kardeşlerde aramıza katılarak hep birlikte kahvaltı yaptık. Karnımızı doyurduğumuz simit mekanın sahibinin ilk defa bu kadar kalabalığı görmesinin heyecanından bizi uğurlamadan önce bir de çilek tabakları ikram etmesi hepimizi sevindirdi. Çileğin tadı da damağımızda kaldı. Afiyetle yedik.
Karnımızı doyurup yol yorgunluğumuzu attıktan sonra nihayet festival alanı olan ODTÜ Büyük Spor Salonuna doğru yola çıktık. Festival alanına vardığımızda festival hazırlıklarının son rötuşları yapılıyordu. Bizler de hem festival ekibine destek olmaya çalıştık hem de bir yandan oyuncaklarımızla oynamaya başladık. Ufak tefek eksiklik, aksaklık ve sorunlar olmasına rağmen dolu dolu geçirdiğimiz iki gün için ODTÜ Jonglörler Topluluğuna ilgilerinden, samimiyetlerinden ve sıcaklıklarından dolayı da sonsuz teşekkürlerimizi iletmek isteriz.
Pazar günü festivali kapattıktan sonra dönüş yolunun yolunu tutarken hüzünle, sevinçle ve yorgunlukla yine trene saatler kalmasından önce karnımız doyurduk sonra da bir kafede oturup içeceklerimizi içip sohbet ettik. Yine de tren garına vaktinden önce giderek geliş yolunda Haydarpaşa garında yaptığımız gibi Ankara garında da oyuncaklarımızı çıkarıp oynadık doya-doya, onca yorgunluğa rağmen… Tabi her şey trene binene kadar. Yorgunluğun etkisi trende koltuklarımıza oturduğumuzda kendini gösterirken çoğumuz uyumaya başlamıştık bile.
Hepimiz sağ-salim yuvalarımıza döndük ve bir sonraki festivalin heyecanı ile beklemeye başladık, festival ekibine duyurulur. :)
Güzel bir haftaya başlarken, çoğumuzun türlü dertler için de pazartesi sabah trenden inip işine gitmesi pek kolay olmasa da yavaş yavaş kendimizi toparlıyoruz. Hazır ODTÜ’de yakaladığımız heyecan ile yerimizde duramazken en kısa sürede bu yılın ilk buluşmasını da duyuracağımızı bildirelim isteriz.
Festival ile ilgili fotoğraflara facebook’a giriş yapıp buradan ve buradan ulaşabilirsiniz. Çok yakında videoları da bir bir yayınladıkça buradan duyurmaya devam edeceğiz…